
Sessizlikte Bütünleşmek
Bazı yolculuklar vardır ki, onları tek başımıza tamamlayamayız. İnsan bedeni ve zihni, bazen farkına bile varmadığımız düğümlerle doludur. Yaşanmışlıklar, kayıplar, belki de yalnızca zamanın kaçınılmaz ağırlığı, içimizde çatlaklar oluşturur. Bir noktada, bu çatlakların varlığını inkâr edemez hale geliriz. İşte tam o noktada, yoga terapisti sessizce devreye girer. O, bir yol gösterici, ama aynı zamanda bir tanıktır. Bedenin hareketlerinde ve nefesin akışında gizlenmiş olan hikâyeleri okumayı bilir. Çünkü yoga, yalnızca bir egzersiz değil, insanın kendi içinde yeni bir bütünlük arayışıdır.
Ancak bu yolculuk, hiç de kolay değildir. İnsan bedeni, hafızaya sahip bir ev gibidir. Geçmişten gelen her duygu, her korku ve her kırılma, orada bir yerlerde depolanmıştır. Yoga terapisti, kişinin bu odaları tek tek açmasına eşlik eder. Bazen bir nefesin içinde saklanan eski bir hüzün, bazen bir hareketin içinde sıkışıp kalmış bir anı ortaya çıkar. Ve işte o an, kişiyle terapist arasında görünmez bir bağ oluşur. Bu bağ, zorlayıcı ama dönüştürücüdür. Bazen o derin sessizliğin içinde, bir insanın kendini ilk kez duyduğu anlar saklıdır.
Bütünleşmek, kayıpları yok saymak değil, onları yeniden şekillendirmektir. Yoga terapisti, insanın geçmişini reddetmeden, onu geleceğe taşımasına yardım eder. Tıpkı eski bir çömleği kintsugi ile onarmak gibi, yoga da ruhun çatlaklarını altınla doldurur. Çünkü iyileşmek, eskisi gibi olmak değil, eskisinden daha bilinçli, daha farkında, daha bütün hale gelmektir. Ve en sonunda, kişi gözlerini açtığında, o derin sessizlikten doğan yeni bir benliğin içinde olduğunu fark eder.